بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ ٣٧

(36-37) İnsan (lar) için, sizden ileri gitmek, yahud geri kalmak isteyenler için en korkutucu olmak bakımından.

– Hasan Basri Çantay

كُلُّ نَفْسٍۭ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ ٣٨

Her nefs, kazandığı (kesb-ü ihtiyar etdiği) şey mukaabilinde bir rehindir.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّآ أَصْحَٰبَ ٱلْيَمِينِ ٣٩

Ancak sağcılar böyle değil.

– Hasan Basri Çantay

فِى جَنَّٰتٍ يَتَسَآءَلُونَ ٤٠

(Onlar) cennetlerdedirler. Soruşurlar,

– Hasan Basri Çantay

عَنِ ٱلْمُجْرِمِينَ ٤١

günahkârları (n hallerini):

– Hasan Basri Çantay

مَا سَلَكَكُمْ فِى سَقَرَ ٤٢

«Sizi cehenneme sokan nedir»?

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ لَمْ نَكُ مِنَ ٱلْمُصَلِّينَ ٤٣

(Günahkârlar) dediler (derler): «Biz namaz kılanlardan değildik».

– Hasan Basri Çantay

وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ ٱلْمِسْكِينَ ٤٤

«Yoksula yedirmezdik»,

– Hasan Basri Çantay

وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلْخَآئِضِينَ ٤٥

«Biz de (baatıla) dalanlarla beraber dalardık»,

– Hasan Basri Çantay

وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ ٤٦

«Ceza (ve hisâb) gününü de yalan sayardık».

– Hasan Basri Çantay

حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلْيَقِينُ ٤٧

«Nihayet bize ölüm gelib çatdı».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu